Ölmeden Önce Sanatın Bir Şekli Olmak İstiyorum!
Marina Abramoviç, 1946'da Yugoslavya'da, bugün ki Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da dini,otoriter,geleneksel bir ailede dünyaya gelmiş ,sınırsız,kuralsız,öncü bir performans sanatçısı. Video kanallarından çalışmalarını izleyerek Balkanlardan çok beslendiğini ve kopamadığını kolayca anlayabilirsiniz.
Sergilediği her performansta insan bedeninin gelebildiği son noktaya ulaşmaya çalışırken, defalarca sağlığına mal olmuş,risk almış, hayatının her anınını ,sanatı ve sanatın arayışlarını bulmaya çalışarak sürdürmüş bir sanatçı. Kendi yaptığı işi "Tehlikenin tanımını zorlayan ve kurcalayan sanat benim ilgimi çekiyor. Ve dahası, izleyenin gözlemi burada ve şimdi olmalı. Dikkatini tehlikede toplamak, şimdiki zamanın, şu anın merkezine kurulmaktır." olarak tanımlayan Abramovic Bir vücut sanatçısı olarak,sanatı için kendini kesmiş,kanatmış, yakmış, kırbaçlamış, buz kütleleri üzerinde oturarak vücudunu dondurmuş, ilaçlar ve hafıza kaybına uğramasına yol açan kas kontrol ürünleri almıştır.
1970'lerde onu performans sanatçısı olarak farklı kılan, bu dönemde böyle bir şeyin adı dahi yok ve sanat olarak kabul edilmiyorken orada var olması ve bu problem ile yıllarca boğuşması. Onun sanatını başarılı kılan şeylerden diğeri de yüzündeki ifadelerin gerçekçiliği,doğallığı hatta yaptıklarına sonuna kadar inanması. Bakışlarında saniyelik anda değişen,korku,güven ve umut gibi ifadeler art arda geliyor ve sanki hiç biri birbirine benzemiyor.
Tüm bu bireysel çalışmalarından daha dokunaklı olan,onu en çok besleyen şeyin 20 yıllık ilişkisi Alman sanatçı Ulay olduğunu düşünüyorum. O kadar uyum yakalamışlar ki; performansları defalarca beraber sergilemişler. Birbirleri ile karşılıklı çıplak kalarak aralarından insanlar geçirmiş,duvarları itmiş,birbirlerine sesleri kısılana kadar bağırmış,nefessiz kalana kadar dudak dudağa yapışık kalmışlardır. En vurucu noktalardan biri iznini yaklaşık 8 yılda aldıkları ve birbirlerine karşı 2000 KM yürüyerek tamamladıkları performans ve noktaladıkları ilişkileri. Abramovic bir röportajında; beni aldatmıştı ve her şeyimi kaybetmiştim,40 yaşında göbekli,çirkin bir kadındım. Bu performansı tamamlamak ve her şeyi bitirmek zorundaydık diyor. Ardından 2000 km Çin Seddi'nin biri bir ucundan diğeri diğer ucundan birbirlerine doğru yürürler, bir araya geldiklerinde bir daha birbirlerini asla görmemek üzere ayrılırlar. Ta ki aşağıda izleyeceğiniz göz dolduran performansa kadar.
![]() |
Marina Abramović, The Lovers (With Ulay) (1988) Performance, 90 Days, The Great Wall of China |
![]() |
Marina Abramović, Rest Energy (with Ulay) (1980) Performance, 4 min. 10 sec., Rosc'80, Dublin |
![]() |
Marina Abramović, Imponderabilia (With Ulay) (1977) Performance, 90 Min., Galleria Comunale D'arte Moderna, Bologna |
![]() |
Marina Abramović, Relation in Time (With Ulay) (1977) Photographic documentation of a performance 17 hr., Studio G7, Bologna |
Aradan 20 yıl geçer ve MOMA'da ziyaretçi rekoru kıracak aynı zamanda "A Present Artist" isimli filmin bir parçası olan performans sergiler. 750.000 ziyaretçinin katıldığı bu performansta Abramovic; 6 gün boyunca müzenin açık olduğu her an masadan asla kalkmadan oturur ve karşısına oturan 1565 kişi ile hiç konuşmadan sadece bakışarak birbirleri ile iletişime geçerler ve 20 yıl sonra Ulay karşısındadır. Oldukça dokunaklı bir video ve performans olduğunu düşünüyorum.
Ulay ile karşılaşma videosu
Son yıllarda bir çok moda dergisinin kendisine gösterdiği ilgiye ise, hayatı boyunca makyajsız,manikürsüz bir kadın olmama rağmen 60 yaşımdan sonra beni moda dergilerinde görmek büyük bir ironi diyor.
Özellikle Lady Gaga ile son dönem çalışmaları oldukça etkileyici.
![]() |
Marina Abramović, Portrait with Scorpion (Closed Eyes) (2005) Black and White Photograph, 125 x 145 cm Lady Gaga Venüs Single Kapağı |
![]() |
Lady Gaga Abramovic Methodu Video Görseli |
Performanslarını izledikten sonra tuval yok,boya yok,fırça yok bunun neresi sanat gibisinden bir soru sorabilirsiniz? Bu da sanat mı gibi bir yorumunuz olabilir. Ne olursa olsun yapılanlar sorgulatıcı,duyguları harekete geçirten cinsten ve kesinlikle muhteşem.
Bu arada güzel bir haber ; Türkiye'nin öncü performans sanatçılarından biri olan Şükran Moral 24 Eylül'de yeni sergisi ile Galeri Zillberman' da ve acaba hayran olduğum bu kadın, sergisinde sınırları ne kadar zorlayacak oldukça merak ediyorum.
Ahmet Rüstem Ekici
Ahmet Rüstem Ekici
Yorumlar
Yorum Gönder