Sergi İncelemeleri No:45 Ali Kazma , Zamancı


Zaman, Zaman İçinde ... 


ahmet rüstem sanat bloggerı


Bir sahne tasarımcısı olarak işim gereği bazen tıklım tıklım, çılgıncasına dans edilen gece kulüplerine gün içerisinde içinde hiç kimse yokken, gece hareketli lazer ışıkların yerini flüoresan lambalara bıraktığı an girerim, ya da boş bir stadyuma, insansız büyük bir alana. İçinde insan olmayınca tüm coşkusunu yitiren insansız, boşluk duygusunu hissettiğim böyle anlarda oluşan duygular ARTER'in video sanatının en başarılı temsilcilerinden biri olan Ali Kazma'ya ayırdığı 4 kata yayılmış 22 videodan oluşan "Zamancı" sergisinde bende aynı etkileri oluşturdu; insan için olan, insanla olan, insanın yerine olan ve insansız olanla yüzleşme... 


Video sanatı, çağdaş sanatın her daim en ilgi çekici alanlarından olsa da, son yıllarda ülkemizde sadece video sanatına ayrılmış bir sergi örneği ile çok fazla karşılaşmayan sanatseverler için harika bir sunum Ali Kazma' nın "ZAMANCI" sergisi. 22 video çalışması sanatçının 2005 yılından bu yana 10 yıllık sanat üretimine odaklanıyor. "Zamancı"; "Engellemeler" "Rezistans" başlıkları altında çeşitli çalışmalar ile ARTER'in bu kez siyaha boyanmış duvarlarına yansıtılan videolarla kaydedilmiş zamanları izleyiciye sunuyor. Sergideki tüm çalışmaları izlemek isterseniz size lazım olan süre 4 saat .



Ali Kazma oldukça net, çoğu zaman tek bir noktaya odaklanmayan, videonun her yerini odak noktası olarak tanımlayabilecek görüntüler üretiyor. Bu netlikteki amacı belgeselci yaklaşımdan çok detaycı yorumlarla izleyiciyi kaydedilen yere götürüp izleyicinin durumu,oluşumu yorumlamasını sağlamak. Sergi kitapçığında çalışmaları ile alakalı "Yaptığım işler bir şeyi tanımlama, ifşa etme amacı taşımıyorlar." diyor. Örneğin "Rezistans" serisinde yer alan "Yaralama" ismini verdiği çalışma video değil tek bir kare olsaydı, sadece verdiği isim ile bile tartışmaya, üzerinde düşünmeye açık harika bir sanat eseri olmaz mıydı? Ali Kazma bu ve "Dövme" isimli video çalışmasına "dövmeci", "dövme yaptırma" değil "yaralama" ve "dövme" diyerek ele aldığı zaman biriminin felsefesine değiniyor, buna değinirken bir tuval gibi tamamı işlenmiş bedenlerin detaylarında mitolojik figürlere yakınlaşarak, onları nefes alıp veren canlı portrelere dönüştürüyor. Diyalogsuz, metinsiz, sadece dövme aletinin sesi ve sanatçısının çalışma anı ile izleyiciyi baş başa bırakıyor. Beden üzerine oluşturduğu bir çok kompozisyonda insan bedeninin başkalaşımını ve nedenlerinin kurgulandığı alanlara bizleri götürerek her anına şahitlik etmemizi sağlıyor. 



Sergide yer alan favori videolarımdan  "Film" ele alındığında izleyicinin odaklanacağı bir çok an olacaktır. Bir film yapımının aşamalarına değinen bu video, kendinden başka canlıları canlandıran oyuncuların, dekorun, sanat yönetmenliğinin, yönetmenin üstüne çıkarak durumları vurgularken, maketleri oynatan kuklacıların film edilmemelerine rağmen mimik hareketleri ile varlık durumları ve tüm ekip gittikten sonra bomboş kalan, tüm aksiyonun bir anda yok olduğu, geride sadece makinelerin kaldığı stüdyonun sessizliği ile oldukça etkileyici görüntülere sahip.  Aynı zamanda bir yeri yok etmek için inşaa edilmiş terkedilmiş bir savaş üssünün oluşturduğu yeni yaşam formlarını gösteren çift kanallı videosu izlemeye değer. Baş rolden "insan" çıkarılınca ortaya çıkan durum oldukça etkileyici. 




Bu sergide kişisel deneyimlerinden yola çıkarak herkes mutlaka bir şeyler bulabilir. Emre Baykal küratörlüğünde birbirleri ile konuşarak bir araya getirilmiş çalışmaları 5 Nisan'a kadar izleyebilirsiniz. Üçüncü defa gittiğim bu sergide her defasında farklı çalışmaları izledim. Saatçi'nin titizlikle eklediği her bir dişli, laboratuvarda titizlikle üzerinde oynanan canlar, her an üstümüze giydiğimiz kıyafetlerin üretim süreci, işçisinin durumu, memurun "memuriyet" diye klişeleşmiş mecburiyetini gözler önüne seren ritmli hareketlerini, gidemediğimiz, giremediğimiz yerleri görmemi her seferinde farklı durumları sorgulamamı sağladı. Zanaatten sanata , insan gücünden mekanik güçlere bir çok zıtlıktan beslenen çalışmayı  Ali Kazma bizler için "zaman" olarak sunuyor. Zaman ile yarattığı ve yine zaman ile zamandan beslenerek çalışan aletlerle kaydettiği görüntüleri, belki hiç göremeyeceğimiz hapishane duvarlarını ya da hapishane gözü ile bakamayacağımız bir sanatçı evini kendince yorumlayarak bizlere kaydedilmiş durumlara farklı gözle bakmaya zaman tanıyor. 



ARTER - sanat için alan 
İstiklal Caddesi No: 211, Beyoğlu 
www.arter.org.tr 
ARTER’in açık olduğu gün ve saatler: Salı–Perşembe 11:00–19:00 Cuma, Cumartesi ve Pazar 12:00–20:00 Mekân Pazartesi günleri kapalı. ARTER sergilerine giriş ücretsizdir.


Fotoğraflar :
Arter, Murat Germen, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 



Ahmet Rüstem Ekici

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Dekorasyon Tavsiyeleri No:5 Duvarlara tablo yerine alternatifler - Tabaklar

SANATLA DOLU BİR YAŞAM : LALE BELKIS

Aslında Özgürsün

About Augmented Reality Exhibition "Hamam"

DÜNYA SANAT GÜNÜ İZMİR'19

OMM Açılıyor!

Başka Dünya