Sergi İncelemeleri No:60 Artnivo - Zorlu PSM

40 metre 4 duvar 8 küp 

burak dak



Erdal İnci'nin Clones Project sergisinin ardından Zorlu Performans Sanatları Merkezi,
Artnivo ile bu kez alanı 8 küp ile bölerek farklı disiplinlerden sanatçıların birbirinden farklı çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. 

Proje Koordinatörü Özge İnal sergi hakkında ; "14. İstanbul Bienali paralel etkinlikleri kapsamındaki "40 Metre 4 Duvar 8 Küp" sergisi 10 sanatçının mekana özgü işlerinden oluşuyor. artnivo.com olarak Zorlu PSM içine kurduğumuz yapıda her sanatçıya kendilerine ayrılmış alanlarda sergileme olanağı sağlama amacıyla bu projeye başladık. Sanatçıları üretim sürecinde belirli bir ana başlık altında toplamadan, bağımsız bir şekilde mekanı kullanmalarını sağlamak öncelikli olarak tercih ettiğimiz bir yol oldu. Sergide yer alan sanatçılar çoğunlukla mekanın sınırlarını kendilerine göre değerlendirdiler ve çoğunlukla ortaya interaktif, mekan ve zaman algısını değiştiren, sorgulayan yerleştirmeler çıktı." diyor.  

Küpler birbirinden bağımsız olmadığı için giriş ve çıkış kapısından boyutlar arası yolculuğa çıkaran bir yerleşim ile izleyiciye rota belirleyen serginin ilk işi Ali Şentürk'e ait "Koş Ali Koş " isimli video çalışması. Koşma eyleminin nereye doğru olduğunu merakla izlediğimiz videoda, sanatçının İstanbul tabelasına doğru koşmasının ardındaki gerçek, İstanbul'un ülkemizdeki sanatın başkenti oluşu ve diğer şehirlerde bulunan sanatçıların bir şekilde burada var olma isteme çabalarına güzel bir gönderme. 3 dakika süreli video, merak unsurları, espirisi, sanat dünyasına göndermeleri ile mutlaka izlenmesi gereken oldukça başarılı bir çalışma. 
Hemen ardından labirentimsi bir koridor ile bir sonraki küpün içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Bu sefer karşınıza Sibel Diker'in "Atölye" isimli çalışmaları çıkıyor. Atölye, Sibel Diker'in "not defteri alanı" olarak kurguladığı notlarına, kararlarına, hatta buruşturup attığı fikirlerine kadar detaylarla dolu bir çalışma. İçeriğinde yeşil alandan, betonlaşmaya zıtlıklar taşıyan bu iş, karalamalardan,taslaklardan bitmiş çalışmalara yer verirken, yerleşimlerin de eser içeriği kadar önemli olduğunun titiz bir çalışması.

 

Ardından siyah- gri ve beyaz tonların hakim olduğu bir odaya giriyorsunuz. Burası, "Aynı Gökyüzü" adında tepede bir bulut ve altında "Habersiz" isimli fotoğraf kitabı bulunan Can Akgümüş'e ait bir alan. Altında oturunca bu 3D Işık kutusu bende bir buluta, bulutun tepesinden yer yüzüne bakma hissi uyandırdı. Foto-kitap,şimdiki ismi ile Kurtuluş eski ismi ile Tatavla olan bölgenin günlük hayatını,insanlarını ve mimarisini konu alan fotoğraflar her gün değişse de aynı olan gökyüzünün altında olan bizleri, olağan yaşantılarımızı konu alırken, sanatçının fotoğrafları habersiz çekmesi ile ortaya çoğunda farkındalık olmayan ilgi çekici kareler görmemizi sağlıyor. Sergi metninde tavana yerleştirilmiş ve altındaki fotoğraf albümünü aydınlatan gökyüzü fotoğrafı ise hem Tatavla sakinlerinin, hem aralarında gezinerek onları fotoğraflayanın, hem de bu odaya girip fotoğraf albümünü karıştıranların aynı gökyüzü altında olduğunu anımsatmak niyetinde olduğu belirtiliyor. Belirtmeliyim ki kitaptan 500 adet basılmış ve arşiviniz için oldukça güzel bir kaynak olarak sizi bekliyor. 

selin balcı


Serginin en etkileyci çalışmalarından biri Selin Balcı'ya ait "200" isimli izleyiciyi de deneyine aldığı performans çalışması. Galeri ziyaretçilerinden alınmış tükürük,saç vb dokuların petri kabı içerisinde besin verilerek oluşumlarını gözlemlememize izin veren oldukça etkileyici bir yerleşim. Farklı malzeme ve renkler ile sanatçının kontrolü sayesinde oluşturduğu tablolar aslında sınırlara, alan oluşumlarına oldukça kavramsal olarak yaklaşırken, mikroskobik boyuttan ülkelere, sınırlara, yer yüzü şekillerine şok edici bir göndermede bulunuyor. Diğer duvarda ise ziyaretçileri eserin oluşumuna davet ederek, onları birer denek gibi kodlayıp, onlardan alınan örneklerin petri kabı içerisinde çerçevelenmesi ile varyasyonel bir görsel şölen oluşturuyor. Selin Balcı sergi metninde bu tür biyolojk etkileşimlerin ve bu biyolojik etkileşimlerin oluşturduğu estetik sonuçların çalışmalarının temelini oluşturduğunu söylüyor. 

Leyla Emadi robotik seslerden, hareket eden ışık bantlarından ve borulardan oluşturduğu karanlık, bilim kurgu seti gibi duran "Cloud" ismini verdiği çalışmasında  izleyiciyi esiri olduğu teknolojik birikim depolarının, veri ağlarının arasında özel ve öznel bilgi payaşımlarını sorgulamaya yöneltiyor. 
Sosyal medyada serginin en çok paylaşılan çalışması ise Refik Anadol'a ait "İnfinity Room". Sonsuzluk odası çeşitli video görüntülerinin yansıtıldığı duvarların, tavan ve tabanın ayna görünümlü malzeme ile kaplanması ile oluşturduğu sonsuz ortam projesi. Merkezinden izlemeye başladığınızda  belirli bir süre sonra nerenin sınır olduğunu algılayamadığınız çalışma, algının göreceliğini ve onun çevremizi anlayışımızı nasıl nasıl etkilediğini sorgulamayı niyetliyor. 

Küplerin dışı ise boydan boya Burak Dak'a ait "İşte Yeryüzünün Kabusu" isimli resmi ile izleyiciyi yönlendiriyor. Dini ve mitolojik simgelerin, yorumların sanatçı tarafından yeniden ele alındığı b duvar yerleştirmesi oldukça yalın ve dikkat çekici.

Türkiye'nin yenilikçi çağdaş sanat platformu olan artnivo.com, 6 Ekim'den itibaren İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın Şişhane'de yer alan ikonik binasının giriş katına taşınıyor. artnivo.com, temsil ettiği genç ve yükselen sanatçılara görünürlük kazandırmayı amaçlayarak gerçekleştireceği solo ve karma sergilerin yanı sıra, düzenleyeceği etkinliklerle de mekanı yaşayan bir alana dönüştürecek. Online platformda var olmaya devam ederken, aynı zamanda sanatçıları ve sanat izleyicilerini kendi reel mekanında biraraya getirerek İstanbul sanat piyasasına hareketlilik kazandırmayı amaçlayanartnivo.com'un takviminde sanatçı konuşmaları, söyleşiler, atölyeler, performans günleri ve film gösterimleri işaretlenmiş durumda. İnternetten sonra şehrin çeşitli bölgelerinde boy gösteren Artnivo.com  Project Space"in kapılarını Alper Aydın'ın "Phreatic" adlı projesiyle 6 Ekim'de açacak. 




Sanat galerilerinin çoğu genellikle Pazar ve Pazartesi günleri kapalıdır. Zorlu Performans Sanatları Merkezinin en büyük avantajı, haftanın 7 günü kapılarının sanatseverlere açık olması. Farklı disiplinlerden sanatçıların birbirinden ilgi çekici çalışmalarını 1 Kasım tarihine kadar ücretsiz olarak gezebileceğiniz sergiyi proje koordinatörü Özge İnal ile gezmek, eserler üzerinde konuşmak, fikir paylaşmak oldukça keyifliydi. Öğrendiğim bir diğer güzel haber ise sergiden sonra bu küplerin sökülmek yerine belki de yeni bir projede bizlere farklı bir dünyala gösterecek olması. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Dekorasyon Tavsiyeleri No:5 Duvarlara tablo yerine alternatifler - Tabaklar

SANATLA DOLU BİR YAŞAM : LALE BELKIS

Aslında Özgürsün

About Augmented Reality Exhibition "Hamam"

DÜNYA SANAT GÜNÜ İZMİR'19

OMM Açılıyor!

Başka Dünya