Sergi İncelemeleri No:67 Pera Müzesi

Üryan,Çıplak,Nü

“Muallim Bey! Doğru mu, siz çıplak kadın resmi yapıyormuşsunuz?”

“Doğrudur, neye yanlış olsun?”

Bir an tereddütten sonra: “Yani çırılçıplak mı?”

“Çırılçıplak tabii.”
“Anlayamadım, demek istiyorum ki, anadan doğma mı?”
Anladım iş uzayacak, aklı bir türlü yatmıyor yahut aklını oynatacak, hemen karşılık verdim: “Siz de tuhafsınız muhasebeci bey. Hiç öyle şey olur mu? Modelin üstüne peştamal koyuyoruz, futa koyuyoruz, olmazsa modeli paravana arkasına oturtuyoruz, gölgesinin resmini yapıyoruz.”
Bunun üzerine muhasebeci bey derin bir nefes alır. “Be birader bunu böyle söylesene. Sen Türkçe de bilmiyor musun? Çıplak başka, çırılçıplak başka, sonra da anadan doğma yine başka… Öyle ya, kapalı toplulukta çıplak resim olur mu? Ağaç yazın giyinir, kışın soyunur. Ama insan ağaç değil, soyunamaz.”
(Malik Aksel, “Olmayacak Tesadüfler”, Türk Edebiyatı, Sayı 35, Kasım 1974)

Sergi kataloğunun 15. sayfası bu harika alıntı ile başlıyor. Çıplak olma durumunu tanımlayamama, kodlama, kabul edilir ve edilemez arasında ince çizgi üzerine oldukça dikkat çekici olan bu diyalog aslında serginin ortaya çıkışının ana noktalarından biri. Ülkemiz resim sanatında "Nü" eserin değişimi,gelişimine ve "çıplak" olana bakışa odaklanan sergi 1900 başlarından 60'lı yıllara  uzanan dönemin çeşitli sanatçılarının eskiz ve çalışmalarına yer veriyor. Sergi isminde yer tanımlayıcı 3 farklı kelimenin bir arada olması aslında bu sergiye ve döneme bakışın, sanatçı-model-izleyici üçgeninin bir özeti. 1900'lerin başında gizli gizli üretilen eserlerin Cumhuriyet döneminde daha fazla üretimini algıladığımız sergi çıplaklığa bakışın günümüzde normalleşme sürecinin ilk temellerini izleyici ile buluşturuyor. 


Sergi 1894 yılına ait Halil Paşa'nın Uzanan Kadın tablosunu yorumlayan Özlem Şimşek'in video çalışması ile başlıyor. Tablodaki gerçekliği aktaran sanatçının üzerinde yer alan gecelik gözlerin açılıp kapanması ile şeffaflaşarak çıplak olma durumunu yukarıda bahsettiğim üçgen içerisinde yorumluyor ve çıplaklığın sunumunu vurguluyor. 


Ardından sanki bir çatı katında gezermiş gibi Pera Müzesi ekipleri tarafından büyük araştırmalar sonucu ortaya çıkarılmış, bir araya getirilmiş çoğu eskiz gibi duran farklı sanatçıların çalışmalarını görüyoruz. Eskiz gibi duran demek yerine eskiz demek doğru olabilir çünkü Blogger Etkinliğinde Tania Bahar'ın rehberliğinde gezdiğimiz sergide, bir çok eserin sanat eseri olarak üretilmiş olmasından çok eskiz, bireysel çalışma olmalarından dolayı pek korunmadıklarını öğrendik. Pera Müzesinin her sergisi gibi bu serginin de tasarımında oldukça güzel renkler ve detaylar kullanıldığını görüyoruz. Yeşil, nostaljik duvarda duran duvarda gördüğümüz "çıplak" bedenler çıplaklığı en çok vurgulanan "kadın" bedenlerinden çok erkek bedenleri. Bunun altında bir çok dönemsel ve toplumsal nedenler olabileceği gibi modellerin daha çok yakın arkadaş, çalışanlar vs gibi bireyler olmasını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. 

Neşet Günal, Dörtlü Güzellik 1951


Hamit Görele, Nü 

İlerledikçe kadın bedenlerini daha görmeye başlıyoruz ve fark ediyoruz ki bu bedenler sergilenirken tanımlı olmalarından çok başka yerlere bakıyorlar, arkaları dönük ya da yüzleri net olarak betimlenmemiş. Burada içe dönük olma durumu, çekingenlik gibi gibi durumlara şahitlik ederken hemen ardından "Aynalı Çıplaklar" ile çıplak olduğunun ve beden sunumunun daha farkında olan modelleri görüyoruz. 
"Alegorik Çıplaklar" bölümünde ise sahneye bu sefer farklı bedenlerin girdiğini fark ediyoruz. Mekan,çıplak ve takkeli figürlerle geleneksel bir ortam yaratılmış bu tablolar oldukça farklı bir kompozisyon içerisinde dönemi farklı bir boyutta yansıtıyor. 
İlerledikçe, Cumhuriyet ile değişen çıplak figürler ve çıplaklığa bakışı, özellikle Avrupa'da eğitime gönderilmiş ressamlarımızın daha çok üstünde çalıştığı akımlar doğrultusunda evrildiğini görüyoruz. Yine ilerledikçe ismini sıkça farklı eserleri ile duyduğumuz sanatçıların "nü" çalışmalarını görerek devam ediyoruz. 

Sergi bana ne kazandırdı?

  • İzleyici olarak bana en büyük kazancı, sanatçıların çizgiden,desenden kendi üslubunu geliştirme sürecine yolculuk yapmam. 
  • Eren Eyüboğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nuri iyem gibi sanatçıların "Nü" eserlerini ilk kez görmek, farklı tarzlarda çalışmalarını görmek. Yoğun yurt dışı akım ve teknik takiplerine ek olarak Anadolu'yu sentezleme detaylarını görmek. 
  • Toplumun, toplulukların ve dinin sanatı ve üretimini ne denli etkileyebileceğini hissetmek. 
  • Cinsiyet ve çıplak olma kavramı üzerinden sadece bir döneme bakarak günümüz sanatının kavramsal boyutunda çıplaklığın konu dahilinde olağanlığını hissetmek. 
  • Girişte bulunan ipad'de çeşitli dönemlere ait fotoğraflarda  günümüzde hala olmayan, öğrencilerin ve sanatçıların çıplak modeller ile çalışma fotoğraflarını görmek. 
Günümüzde hala üniversitelerde çıplak modeller ile çalışılmıyor. Uzun yıllardır sorun olan bu durumla alakalı  Google'da 6 Ocak 1971'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin modelleri, işten kovulmalarını 'çıplak' protestosunu arayabilirsiniz. Kendi dönemlerinde çoğu gizli saklı çalışmış, sergilenmemiş bir çok "nü" çalışmayı bu sergide görebilirsiniz.





Pera Müzesi'nde aynı zamanda harika bir sergi daha var "Bu Bir Aşk Şarkısı Değil". Müzenin 2 katına yayılan bu sergi video sanatı ve pop müzik ilişkisini sorgulayan ve şaşırtıcı, rahatsız edici, dokunaklı çalışmaların sergilendiği ve biraz daha vakit ayırmanız gereken bir sergi. Andy Warhol etkisi, dönemin politik olaylarına vurgular yapan çalışmaların yer aldığı bu serginin kataloğunu arşiviniz için mutlaka edinmelisiniz. Özellikle Adel Abidin'e ait "Üç Aşk Şarkısı" ve Christian Marclay'in "Gitar Sürükleme" videoları içerik ve referansları ile oldukça dikkat çekici. 

"Üryan,Çıplak,Nü" sergisini 7 Şubat 2016 tarihine kadar gezebilirsiniz. 



Yorumlar

Popüler Yayınlar

Dekorasyon Tavsiyeleri No:5 Duvarlara tablo yerine alternatifler - Tabaklar

SANATLA DOLU BİR YAŞAM : LALE BELKIS

About Augmented Reality Exhibition "Hamam"

Aslında Özgürsün

DÜNYA SANAT GÜNÜ İZMİR'19

OMM Açılıyor!

Başka Dünya