GET LOST
Hep soyut resimler mi çalıştınız? diye sordum Cemal Gürsel Soyel'e. "Soyut demek istersen öyle olsun." diye verdiği cevaptan iç dünyasından aktarmaya çalıştığı çoğu şeyi hissetmiştim.
Kıbrıs doğumlu ve savaşın bir çok evresini yaşamış sanatçı, Mimar Sinan ve Viyana Güzel Sanatlar Fakültesi eğitiminin ardından yerleşememe, ait olamama duygusu ile yaşadığını belirtiyor iz bıraktığı şehirlerde. Son dönem ve İstanbul'da ürettiği eserlerinden oluşan "Get Lost" sergisi hayatından, bakış açısından mistik izleri taşıyor. Viyana'da daha siyah beyaz ağırlıklı resimler yaparken İstanbul'da renklerin ahenkle araya karıştığını izlemek, şehrin enerjisi hakkında ipuçları veriyor izleyiciye. Renk dediysem canlı renkler değil, biraz daha yumuşamış, grileşmiş, pek canlı olmayan buruk renkler.
9 Mayıs'ta Versus Art Project'te bir gün sonrasında açılacak sergi için Leyla Ünsal, Özlem Ünsal,Cemal Gürsel 'e sorular yöneltip sohbet edebileceğimiz harika bir brunch organize etmişlerdi. Sanatçı bizlerle hem kendi sanat çalışmaları hakkında hem de genel olarak Türkiye ve Dünya'da olan bitenler üzerine fikirlerini paylaştı. Başlangıçta oldukça gerçekçi bir çizgisi olduğunu belirten sanatçı zamanla yaşadığı şehirlerin,durumların kendinde bıraktığı izleri daha iyi aktarabildiği soyut çizgilere yöneldiğini aktardığında bu keskin geçiş beni resimlerine daha heyecanlı bakmamı sağladı.
"Get Lost" adı altında buluşan onlarca çizgi, fırça darbesi, form sanatçının hayatındaki sürekli hareketliliğin dışavurumu. Savaş ve ölüm korkusu ile geçen çocukluk,gençlik dönemleri, hiç bir yere yerleşememe korkusu adeta bu birbirleri ile kesişen, katmanları ile üst üste binen çizgiler sanatçının hayatındaki aidiyet bağlarını kendi deneyimlerimiz ile yorumlamamızı sağlıyor.
Sergide resimlerin hepsinin birer isminin olması izleyiciye kaybolacağı dünyada rehberlik ediyor. 'Doğuya Bahar Gelmeden Önce' gibi isimlere sahip resimler renklerin ve formların yardımıyla karşımızda asılı duran kaotik görünen dünya için önemli ip uçları veriyor. Rengin, formun , dokunun önemini bir kez daha hissediyoruz.
Çeşitli ölçek ve materyaller üzerine çalıştığı resimlerinde sanatçı gene olarak beyaz fon yerine siyah fon üzerinde çalışıyor. Uzay boşluğu gibi bir siyahlığın zihnini daha canlandırdığını ve çalışmalarına çok daha kolay bir şekilde devam edebildiğini belirtiyor.
Sergi kataloğunda Marcus Graf, GET LOST sergisindeki çalışmaları için C. Gürsel
Soyel’den şöyle bahsediyor:
“Bir çok sanatçı
içerisinde, C. Gürsel Soyel’in çalışmalarındaki yüksek biçimsel kalite, estetik
güç ve görsel güzellik beni son derece etkiledi. Sanatçının işlerindeki
resimsel bağlılık ve tutarlılık, zorlu yıllarda geçen sanatsal yolculuğunun
sonucu olarak karsımıza çıkıyor. Renk,
form ve dil üzerinden gerçekleştirdiği resmin özüne olan arayışı, eserlerinin
karakteristik yapısını oluşturuyor. İşte bu yüzden, Soyel’in işleri sanatın
formalist anlayışına dayanıyor. Büyük
soyut tablolarını tamamlarken Gürsel Soyel’in yalnızca resmin kendi dilini
önemsediğini görüyoruz. Boyayı kullanış şekli, ebat ve malzeme seçimi, formu
tasvir etme biçimi, çizgi ve noktalardan oluşan kompozisyonları, çağdaş resim
anlayışını takip ettiğinin göstergesidir. Dolayısıyla trend ve güncel olanı
takip etme kaygısı gütmemektedir. Daha önce de belirttiğim gibi, Gürsel Soyel
için asıl önemli olan güçlü resmi yaratmaktır.”
20 den fazla farklı boyutlarda kâğıt ve tuval üzerine yağlı
boya islerinin yer aldığı sergide sanatçı çok katmanlı ve yoğun boyanın
bulunduğu bir çalışma biçimi ile karşımıza çıkıyor. Soyel üslubunu anlatmak
için şunları soyluyor ‘Benim resimlerimde müzikte olduğu gibi bir ritim söz
konusu ve izleyicinin resimlerimdeki bu ritme kapılmasını istiyorum.’
İstanbul'daki 3. kişisel sergisi olan "GET LOST" 25 Haziran tarihine kadar Versus Art Project'te gezilebilir.
Sanatçının çalışırken ki keyifli video çalışması galerinin web sayfasından ...
Ahmet Rüstem Ekici
Yorumlar
Yorum Gönder