Mehmet Aksoy ile Çekicin Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar
Sergi Kitabının İmza günü:
Küratör Dr. Klaus Wolbert’ın önsözü ve Vahit Tuna’nın tasarımı ile
Anna Laudel Contemporary’nin yayınladığı sergi kitabı Çekicin
Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar’ın değerli sanatçı Mehmet Aksoy’un
katılımıyla gerçekleşecek imza günü, 13 Nisan 2017 tarihinde Anna
Laudel Contemporary’de düzenleniyor.
Mehmet Aksoy’un taş, mermer ve metal kullanarak mistik doğa olaylarını,
Şamanizm ve tanrı imgelerinin etkilerini yansıttığı, üretim sürecini ve
işlerini yakından görebileceğimiz kitap, sınırlı sayıda Türkçe - İngilizce
basıldı.
Çekicin Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar isimli kişisel sergisi ile, beş
yıl aradan sonra benzersiz çalışmalarını sunan usta heykeltıraş Mehmet
Aksoy, ilk defa bu sergide yer alan yeni heykel ve resim çalışmalarının
yanı sıra, son dönem işlerini de kapsayan değerli bir seçki ile geçtiğimiz
ay sanatseverlerle buluştu. Sanatçının 55 yıllık sanat birikiminin izlerini
takip etmemizi sağlayan sergi 20 Nisan tarihine kadar Anna Laudel
Contemporary’de devam edecek.
Mehmet Aksoy’un ışık ve renklerle dolu sihirli dünyasına yer verdiği
sergisini ve kitabını sizlerle buluşturacağımız etkinlik 13 Nisan
Perşembe günü, 15.00-19.00 saatleri arasında, Anna Laudel
Contemporary’de gerçekleşecek.
Mehmet Aksoy ile Çekicin Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar
Sergi Kitabının İmza Günü
Tarih: 13 Nisan 2017, Perşembe
Saat: 15.00 - 19.00
Adres: Anna Laudel Contemporary, Bankalar Caddesi 10 Karaköy, Beyoğlu 34421
Web sitesi: annalaudel.gallery
Facebook: www.facebook.com/annalaudel.gallery
Instagram: www.instagram.com/annalaudel.gallery
Twitter: twitter.com/laudelgallery
ÇEKİCİN RÜZGARINDAKİ EZOTERİK İLLÜZYONLAR:
Anna Laudel Contemporary, usta heykeltıraş Mehmet
Aksoy’un ışık ve renklerle dolu sihirli dünyasına yer vereceği
yeni yılın bu ilk sergisinde sanatseverleri eşsiz bir zaman
yolculuğuna davet ediyor.
Sanatçının, beş sene aradan sonra yeniden benzersiz
yapıtlarını sunacağı, son dönem çalışmalarından oluşan
kişisel sergisi 20 Nisan 2017 tarihlerine kadar görülebilir.
Türkiye ve özellikle Almanya’nın başkenti Berlin’in aralarında bulunduğu
bir çok kentte sergilenen etkileyici açık hava heykel projeleriyle, yurt içi ve
uluslararası alanda zamanının en özgün ve önemli heykel sanatçıları
arasında kabul edilen Mehmet Aksoy, uzun bir aradan sonra yeniden
dikkat çekici çalışmalarıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor.
Usta heykeltıraşın 23 Şubat tarihinde Anna Laudel Contemporary’de
açılan sergisi, sanatçının ilk defa bu sergide sunulacak olan yeni
çalışmalarının yanı sıra 55 yıllık sanat geçmişi ve birikiminin izlerine
tanıklık etmemizi sağlayacak işlerinden oluşan değerli bir seçki sunuyor.
Mehmet Aksoy’un kütle üzerinde ve mekan içinde ışıkla beslenerek
melodiye dönüşen heykelleri, Yesemek’teki heykel atölyesinde çalışan
Hititli’den, Afrodisias’taki Yunan ustalarına uzanan bir geleneğin
devamında form bularak karşımıza çıkıyor. Heykellerinde ana malzeme
olarak taş ve metal kullanan sanatçı, kendi deyimi ile taşı her an değişen,
dönen ve dolanan ışıkla yontarak, işlerinde mistik doğa olayları, Şamanizm
ve arketip tanrı imgelerinin etkilerini yansıtıyor.
Mehmet Aksoy’u ağırladığı bu kapsamlı sergi ile 2017 yılına dikkat çeken
bir giriş yapan Anna Laudel Contemporary, Karaköy Bankalar
Caddesi’ndeki yeni mekanında ikinci sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sanatseverleri, Mehmet Aksoy heykellerinin ışık ve renklerle dolu sihirli
dünyasında bir zaman yolculuğuna davet eden Çekicin Rüzgarındaki
Ezoterik İllüzyonlar, 20 Nisan tarihine kadar Anna Laudel
Contemporary’de ziyaret edilebilir.
Mehmet Aksoy
1939 yılında Hatay, Yayladağı’nda doğan heykel sanatçısı Mehmet Aksoy,
1961-1967 döneminde, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel
Bölümü’nde Prof. Şadi Çalık Atölyesi’nde öğrenim gördü. Ardından yine aynı
bölümde asistanlık yaparken 1970 yılından itibaren devlet bursuyla Londra’ya ve
ardından da Berlin’e gitti ve bu şehirlerde akademik hayatını devam ettirdi. 1972
yılında Berlin Türk Akademiler ve Sanatçılar Derneği’nin kurucu üyeliğini ve
başkanlığını yaptı.
Daha çok kamusal alanlarda, herkesin seyrine açık eserler tasarlamayı tercih
eden sanatçının bu anlamdaki ilk adımlarından biri de 1976 yılında Antalya Film
ve Sanat Festivali kapsamında gerçekleştirdiği 2 aylık kamuya açık heykel
çalışması olmuştur. Mehmet Aksoy 1978’de Berlin’den İstanbul’a dönmüş 1981
yılına kadar İGDSA Heykel Bölümü Taş Atölyesi’nde öğretim görevlisi olarak
çalışmıştır. Türkiye’deki 80 darbesinin getirdiği politik baskıların ardından, 1981
yılından 1989’a kadar Berlin’de sanat üretimini sürdürmüştür. Bu dönemde,
Berlin’de açık alanlarda sergilenmek üzere bir dizi heykel üretmiştir. 1989 yılında
Türkiye’ye dönmesinin ardından Aya İrini’deki Şahmeran Öyküleri adlı projesi ile
II. Uluslararası İstanbul Bienali’ne katılmıştır. 1990’larda İstanbul ve Ankara
başta olmak üzere yine kamusal alanlarda sergilenen birçok heykele imza attı.
2000’lerde ise yaygın olarak bilinen, Kibele Çeşmesi (İş Sanat Kuleleri), İnsanlık
Anıtı (Kars), Hezarfen (İTÜ Maslak kampüsü kütüphanesi) heykel çalışmalarını
gerçekleştirdi. Açık alanlardaki eserlerinin yanı sıra, İstanbul’da birçok galeride de
kişisel sergileri açıldı. 2011 yılında, çalışmalarına 2005’te başladığı İnsanlık Anıtı
adlı heykelin hükümet tarafından yıkılmasına karar verildi. Bu olay birçok
tartışmaya neden olmasına rağmen, 2011 Nisanı ayında yıkımına başlanan
heykelin 14 Haziran’da tamamen ortadan kaldırıldı.
2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Mehmet Aksoy 50. Yıl
Retrospektif Sergisi açıldı. Burada 50 yıllık üretim serüveninden parçaların yanı
sıra, yeni heykelleri de sanatseverlerle buluştu.
Mehmet Aksoy, Türkiye ve
Almanya’daki yarışma ve kurumların sunduğu birçok ödülün de sahibidir.
Sanatçının detaylı özgeçmişi için bu linke bakabilirsiniz.
2000 senesinden beri çalışmalarını kendi tasarımı olan Böcek Ev’de sürdüren
Mehmet Aksoy’un heykelleri doğanın kendisi, Şaman ritüelleri ve mitolojik
hikayelerle dolu dünyasını yansıtır. Hem Türkiye hem de yurt dışında, açık hava
çalışmalarıyla heykel anlayışına farklı bir boyut kazandıran sanatçının, yurt
dışında açık havada sergilenen bir çok çalışması bulunuyor. Ana malzemesi taş ve
metal olan Mehmet Aksoy’un özellikle ön plana çıkardığı ışık oyunları, heykel
kütlesinin üzerinde ışığın su gibi dolaşarak farklı formlar bulduğu çalışmaları
dikkat çekiyor.
Anna Laudel Contemporary
2012-2016 yıllarında, dört sene boyunca Erenköy’de yer alan ve Anna Laudel
tarafından kurulan Art350 Galeri, güncel sanat alanında Türkiye ve uluslararası
sanatçıların çalışmalarına daha kapsamlı destek vermek amacıyla yeniden
yapılandırıldı ve Karaköy Bankalar Caddesi’nde tarihi bir binada Anna Laudel
Contemporary ismi ile Aralık 2016’da kapılarını açtı.
Anna Laudel Contemporary, sergi alanına ek olarak sanatseverlerin bir araya
gelerek fikir alışverişinde bulunduğu, uluslararası sanat ortamıyla birlikte hareket
eden; sanatçıların aynı zamanda konakladığı ve yaratıcı projelere imza attıkları
yeni bir mekan sunuyor. Aynı anda solo ve grup sergileri ve etkinlikler
düzenlemeye olanak sağlayan beş katlı tarihi binada yer alan galerinin
direktörlüğünü Ferhat Yeter yapıyor. Galerinin kurucusu Anna Laudel,
Düsseldorf’tan Türkiye’ye 20 sene önce tekstil alanında iş kurmak için geldi.
Kendisi aldığı eğitim ve içinde büyüdüğü güncel sanat ortamının etkisiyle
Türkiye’de galeri açarak bu alanda çalışan yerli ve yabancı sanatçılara destek
olmayı amaçlıyor.
Anna Laudel Contemporary, üretken sergi ve etkinlik programıyla İstanbul’un
önde gelen dinamik güncel sanat merkezlerinden biri haline gelerek, uluslararası
sanatçıları ağırlamanın yanı sıra, Türkiye’den sanatçıları uluslararası
platformlarda temsil etmeyi hedefliyor.
Fotoğraflar Flint PR ajansı basın bülteninden alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder