Antik Kentten Kalanlar
M.Ö. 300 civarında Büyük İskender'in generallerinden Selevkos I Nikator tarafından kurulan Zeugma Antik kenti günümüze kadar ulaşan eşsiz kalıntıları ile ve Gaziantep şehrinin ve ülkemizin turizmi açısından oldukça önem taşımaktadır.
Anadolu binlerce yıl boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış oldukça zengin bir coğrafya. Kazı alanlarının genişlemesi ille yeni ortaya çıkan her keşif yeni bilgileri doğuruyor. Gelişen şehirlerin çevre illerde bulunan eserler ile büyüyen müzeleri bir bir açılmaya devam ettikçe bu kültür zenginliğinin farkına daha çok varıyoruz. Geçtiğimiz Dünya Müzeler Günü’nde açılan Adana ve Mersin müzeleri gelişen koleksiyonları ile bunlara yeni örnekler. kültürel olarak gelişime devam eden Gaziantep'in Dünyanın 2. Büyük mozaik müzesi ünvanına sahip bir müzesi var. Müze bence sanat tarihi adına oldukça etkileyici eserler sunuyor.
Tasarım fakültelerinde zorunlu olan derslerden biri olan “Temel Tasarım” dersi geometrik şekillerin belirli mantık çerçevesinde birbirleri ile olan ilişkileri üzerinde yoğunlaşır. Desen derslerinde de ilk olarak tekrar, kompozisyon ve merkezi yerleşim gibi prensipler öğretilir. M.Ö 2 YY’a denk gelen, çoğunlukla Yunan – Roma mitolojisi tasvirli mozaiklere baktığımızda geometri ilişkisini görmemek, hayran kalmamak imkansız. Basit bir yerleşimi olan mozaiklerden sonra zaman ilerledikçe daha kompleks ilişkilerin kurulduğu mozaikleri gördüğümüz bu müzede binlerce parçanın kendi sınırlarında bir arada yaşamasının verdiği coşkuyu görüyoruz. Zeminde, 2 boyutlu bir yüzeyde nasıl 3. boyutu hissettirme arzusu taşıdığını hissediyoruz bir çok çalışmada. İllüzyon dolu ve izometrik yaklaşımlar ile her taraftan farklı görseller sunan çalışmalar izleyiciyi çevresinde gezdiriyor. Özellikle deniz temalı mozaiklerde her balığın çeşitli açılarda yerleştirilmesi izleyicisine 360 derecelik bir çeşitlilik sağlıyor. Mimarlık ile iç içe geçmiş bu süsleme sanatı bize Zeugma Antik kenti yerleşimlerinin yapısı hakkında oldukça fazla bilgi veriyor. Zengin renk kullanımı ile derinlik algısı oluşturan mozaikleri görmek ise harika bir duygu.
Günümüzde baraj yapımından dolayı çoğunluğu sular altında kalmış antik kent tarih boyu çeşitli kaçakçılık, vandalist saldırılar, iklimsel şartlara maruz kalmış bu yüzden mozaiklerin bazıları hasarlı ve eksik. Bunlardan en ünlüsü “Çingene Kızı Mozaiği” oldukça büyük bir kompozisyonun küçük bir parçası olan bir çift göz ve müzenin en ünlü çalışması. Kendisine ulaşmak için labirent gibi ve karanlık bir koridora giriyorsunuz ardından büyükçe karanlık odada bir çift göz ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Portre çizimi gibi bir çok renk kullanılarak derinlik algısının fazla hissedildiği bu mozaikte gözler sanki her açıdan izleyiciyi izliyor gibi.
Mozaik Müzesini gezerken neredeyse 2000 yıl önce natürmort, optik sanat gibi örneklerin ilk yüzeyle buluşmasını göreceğinizi söylemek yanlış olmaz. Tıpkı pikselli ilk bilgisayar oyunlarının tasarımı gibi noktalar ile nasıl giderek daha gerçekçi görünümlere ulaşıldığına şahitlik edeceksiniz.
Müze aynı zamanda teknolojik kurgusu ile izleyiciye keyifli deneyimler sunuyor. Çeşitli oyunlar, interaktif görseller ile her yaştan ziyaretçiyi tatmin edecek bir rotaya sahip müze’de aynı zamanda kafe ve hediyelik eşya alanları mevcut.
Yorumlar
Yorum Gönder