Yer Altındaki İstanbul Rotası
İstanbul
yer üstündeki tarihi eserleri kadar yer altı güzellikleri ile de büyüleyici bir
şehir. Dünya'da belki de en fazla sarnıç tarihin her katmanını görebildiğimiz
bu şehirde bulunuyor. Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıcından sonra Şerefiye
Sarnıcı da kütür turizm rotasına girdi.
İstanbul
günümüze kadar ulaşmış çok sayıda sarnıca sahip bir şehir. Özellikle döneminde
sur içi bölgelerde bulunan sarnıçlar olası savaş, su yollarına erişim durumunda
şehirlerin susuz kalmaması için oldukça önemli yapılar. Bunlardan en popüler
olanı çeşitli film ve müzik videolarına da ev sahipliği yapan Yerebatan
Sarnıcı. Önünde her daim uzun kuyruklar oluşan Yerebatan Sarnıcı 336 sütun ile
ziyaretçisine büyüleyici bir atmosfer sunar. Devşirme sütunlar ile daha da
dikkat çekici hale gelen bu sarnıç içinde barındırdığı gözyaşı sütunu ve Medusa
kafaları ile turistlerin en çok ziyaret ettiği noktalardan biri. O kadar
turistik bir yer ki; Dan Brown'ın Cehennem kitabında bir virüsün Dünya'ya yayılması
için en önemli noktalardan biri olarak burayı seçiyor. Aynı zamanda Özlem
Tekin, Seçil gibi sanatçıların sarnıcın soğuk ve karanlık sularında çekilmiş
müzik videoları vardır. Hemen çaprazında bulunan 224 sütuna sahip
Binbirdirek Sarnıcı ise Yerebatan kadar popüler olmasa da kesinlikle görülmeye
değerdir.
Aslında
İstanbul'da turizme kazandırılmamış onlarca sarnıç var. Açık ve kapalı
sarnıçlar olarak ayrıldıkları gibi bireysel kullanımı olanlar da dahil olmak
üzere çeşitli kaynaklar 100'e yakın sarnıç bulunduğundan bahsediyor. Bunların
çoğu günümüzde amaçları dışında kullanıyor. En etkileyicilerinden bir diğeri
ise Sultanahmet bölgesinde bulunan Nakkaş mağazasının altındaki sarnıçtır.
Sanat galerisi olarak kullanılan bu sarnıç içerisinde son derece bilgilendirici
Bizans dönemindeki İstanbul'u görebileceğiniz bir sergi vardır. 3 boyutlu
olarak hem maket hem videosu hazırlanmış Bizans döneminde İstanbul'un nasıl
göründüğünü anlatan sergi yangın, deprem ve yağmalar ile günümüze ulaşmamış
parçaların hangi ülkelerde ve şehirlerde olduğuna dair ipuçları veriyor.
Kültür
turizm rotasına son eklenen sarnıç ise Şerefiye Sarnıcı'dır. 8 yıl önce
restorasyon çalışmalarına başlanan ve Yerebatan Sarnıcı'ndan 100 yıl önce
yapıldığı bilinen Şerefiye Sarnıcı diğer adı ile Theodosius Sarnıcı ise kültür ve turizm alanı
olarak hizmete Ahmet Nejat'ın Hiç hali sergisi ile açıldı. Bizans İmparatoru II. Theodosius tarafından 428 ve 443
yılları arasında inşa edilen, Yerebatan Sarnıcı’ndan bir asır daha eski olduğu
düşünülen Şerefiye Sarnıcı, Fatih Çemberlitaş semtinde, Piyerloti Caddesi
üzerinde bulunuyor.
Ortalama
45x25 metre olan ve 32 sütunu olan sarnıcın içerisi oldukça etkileyici bir
şekilde aydınlatılmış. İçerisine su eklenerek yansıma ile daha gösterişli
bir derinliğe sahip olan sarnıç sanat galerisi görevi üstlenerek sergilediği
eserlerin etkisini kat kat arttırıyor. Küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen'in
üstlendiği Ahmet Nejat'ın yerleştirmeleriyle izleyiciyi etkileyen "Hiç
Hali" sergisi sarnıcın açılışı ile sanatseverlerle buluştu.
Sergi
boyunca ücretsiz olarak ziyaret edilen sarnıç aynı zamanda ses yerleştirmeleri
ile oldukça etkileyici bir kültür sanat mekanı oldu. Sergilenen eserlerin su
yüzeyinde yansıması, duvarda oluşturduğu gölgeleri, eserin kendisiyle birleşince
ve üstüne ses ve mekanın serinliği eklenince oldukça etkileyici bir
deneyim sunuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. desteğiyle
sarnıç sürekli olarak sergilere ve çeşitli kültür sanat etkinliklerine ev
sahipliği yapacak.
Etkinlik takvimi için LİNK