Sadullah Çekmece SIR Seramik Stüdyosu


Sadullah Çekmece SIR Seramik Stüdyosu 


artisans dergi
Sadullah Çekmece 


Geleneksel sanatlarımızdan biri olan ve bu topraklarda sürekli şekillenmiş, üslup değiştirmiş çiniler ve onların günümüz ile yeniden yorumlanma hikayesini Sadullah Çekmece'den dinleyelim. 


Sadullah Çekmece stüdyo kimdir, neler üretir? 

Sadullah Çekmece, kuşaklardır geleneksel sanatlarla ilgilenen bir ailenin ferdi olarak Antakya'da doğan, modern sanatlara yatkın babası ve kardeşlerinden ilham alarak henüz orta öğretim çağında sanata yatkınlığı fark edilen bir bireydir. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde birbirinden değerli hocalardan ders alarak Geleneksel Türk El Sanatları bölümünden başarıyla mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından hocaların atölyelerinde çalıştı ve henüz yeni mezunken de eserleri birçok sergide yer aldı.
Halen sanatını icra ettiği Galata'daki kendi ismini taşıyan atölyesinde geleneksel, konservatif ve modern yorumlarla eserler üretmekte, yurt içi ve yurt dışında birçok sergide yer alan eserleriyle sanatsal faaliyetlerine devam ettirmektedir.


Son zamanlarda hizmet sektöründeki birbirinden farklı mekanların isim panolarında sizin çalışmalarınızı görüyoruz. Alışageldiğimiz tabelalardan farklı olarak estetik ve zanaat değeri yüksek isim/marka panolarında sanatsal dokunuşlar şehrin görsel değerine de katkı sağlıyor. Bu ilgiden memnun musunuz?

Son zamanlarda hizmet sektörü için çeşitli tabelalar hazırlıyorsunuz? Estetik ve zanaat değeri yüksek bu tabelaları keşke tüm şehirde görebilsek. Bu ilgiden memnun musunuz? 

Evet, sanat ve estetik değeri yüksek çalışmaların görünür olmasınından oldukça memnunum. Estetik değeri belirleyen unsurlar, yetenek ve eğitim ile sanattan beslenmektedir. İşin zanaat tarafı üretimde kendini göstermektedir. Kişiye ve mekana özel tabelaların belirttiğiniz şekilde kullanılmasını şehrin sanat tarihine ait unsurların açık alanlarda sergilenmesi diye düşünüyorum. Dışarıdan bakıldığında yönlendirme ve benzeri işlevi gören tabelaları tercih eden mekanların özgün üretimlerde bulunduğu anlaşılıyor. Bir dükkanın tabelasından başlayarak, mekan tasarımında özgün çini ve seramik çalışmalarının yer bulması, sektördeki yerini belirginleştiriyor. İşletmelerde özgünlüğe önem verilmesi, şehre, sanata ve dolayısıyla tüketiciye de saygılı olduğu izlenimi veriyor. Çağrışımların etkisi tartışılmaz estetik ve zanaatin birlikteliği birçok açıdan değerli.


Daha çok hangi ürün gruplarının üretimi gerçekleşiyor? 

Ürün gruplarının üretilmesi talebe göre değişiklik gösteriyor. Örneğin kurumsal talepler genellikle iç ve dış cephe çalışmaları olarak gruplandırılabilir. Özellikle sağlıklı bir ürün olması itibariyle, yapı düzenlemelerinde dayanıklılık ve estetik kaygılar birleştiğinde kurumlar genellikle büyük ölçekli cephe çalışmalarını talep etmektedir.
Bireysel kullanıma uygun olarak talebe göre kullanıma uygun boyutlarda özel tabak çanak üretimi de yapıyorum. Ev dekorasyonunda kullanılabilecek şekilde, masa gibi tercihe göre değişiklik gösteren yüzey düzenlemeleri, aydınlatma araçlarında da çini etkilerinin tercihi söz konusudur. Bunların yanında sanata meraklı kişilerin günlük kullanımda ya da obje teşhiri konusunda tercih ettiği tabak, kase, pano ve karo üretimi de sürmektedir.

Anadolu, Osmanlı, Bizans ve Selçuklu desenlerinden en çok hangileri ilginizi çekiyor? Ya da ticari tercihler daha çok hangi yönde? 

Kişisel olarak ayrım yapmam mümkün değil. Her dönem eserini ortaya çıkartmak, üretmek bende apayrı bir heyecana neden oluyor. Özellikle bir eserin ham madde iken sanat eserine dönüşüm aşaması beni oldukça heyecanlandırıyor. Sadullah Çekmece Sır Çini Atölyesi tam da burada oldukça önemli bir alan oluşturuyor diye düşünüyorum. Sanatın beslendiği dönemler, yatkınlıklar birbirinden çok farklı olsa da ham maddenin sanat eserine dönüşme süreci için gerekli olan platformu bu atölyede kurduğuma inanıyorum.
Bu nedenle benim dönemler arasında ayrım yapmam mümkün değil.
Ancak talep açısından bakıldığında, yelpazenin değişiklik gösterdiğini söylemeliyim. Yerel sanat meraklıları daha çok Osmanlı desenlerine ilgi gösteriyor. Ancak yabancıların Anadolu, Selçuklu desenlerine ilgisi çok fazla.
Çini ve seramik sanatında geleneksel üslup da tercih ediliyor modernler de.


Kültür politikalarının çini ve seramik vb. zanaatler için çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

Kültür politikalarının geleneksel sanatlara giderek ilgisinin arttığını belirtmeliyim. Ancak şu bir gerçek ki Avrupa ülkelerinin bu sanata ilgisi bizden çok daha fazla. Örneğin Lizbon, Madrid, Budapeşte ya da sayabileceğim birçok Avrupa kentinde çini ve seramik sanatının yaşamın tam da içinde yer aldığını görüyoruz. Renkler, desenler geleneksel çalışmaların yanı sıra modern hayatın o kadar içine işlemiştir ki açık hava müzesi tadında bir şehir gezintisi mümkündür.
Ülkemizde kültür politikaları, özellikle çini sanatının daha geniş kitlelere ulaştırılabilmesi için sergi, üretim etkinliklerinde deneyimli ve alanında uzman sanatçılarla işbirlikleri ve özellikle festivallerle desteklenmesine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Kültürel miras alanı oluşturulması gibi çalışmalar ancak kültür politikaları ile mümkün olacaktır.
Sanatın tanıtımı ve bilinirliği kişisel çabadan çok kurumsal çalışmalarla sağlanabilir. Kültür politikalarında bu çalışmalara desteğin arttırılması tüm sanatçıların ortak talebidir diye düşünüyorum.

Yakın zamanda sizin öğrenciniz olarak çini sanatına ilk adımı attım ve ne kadar zor, sabır gerektiren bir zanaat olduğunu bizzat deneyimledim. Öğrencileriniz ve yetiştirdiğiniz yeni çinicilerin süreçleri hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Sanatın kapsayıcı olduğu ve köprü işlevi gördüğü, sağlam bağlantıların kurulabildiği önemli bir dinamik olduğunu düşünüyorum. Evet çini ve seramik sanatı zorlu ve sabır gerektiren bir süreçtir. Siz bu süreci, sanatın özüne uygun bir dirayetle tamamladınız. Çini sanatına ilginiz ortaya çıkan eserlerin işlevini arttırıyor.
Yeni öğrenci profilleri giderek değişmektedir. Örneğin bilgisi olmadan sadece günlük hayatın stresinden uzaklaşmak için gelen öğrencilerin, çamuru dönüştürmesi, pişirme, desen süreçlerinin sonunda belirgin bir değişim yaşamaktadır. Merakla başlayıp sürekli öğrenciye dönüşen birçok kişi oldu. Zira insan, denemeden yapabileceklerinin farkına varamaz. Ancak çini sanatı gibi, fiziki ve psikolojik açıdan geliştirici sanat etkinliği bireyin hayatında oldukça olumlu değişiklikler yapabilme gücünü ortaya çıkarabilmektedir. Süreç kişinin kendini tanıması, geliştirmesi ve tabir-i caizse yaşamla hemhal olması açısından oldukça geliştiricidir.
Burada da belirtmeliyim ki yetişkin ve çocukların eğilimleri arasında önemli farklılıklar var. Yetişkinlerin bilinçli bir tercihle sanatın kişisel yaşamlarında, kültürel ortaklıklar kurabildikleri sosyal alanlarda etkisini bilerek yaklaşımları eğitimlerde ve sonrasında kendini göstermektedir. Hatırlarsanız stüdyodaki eğitimler, sosyal ve tarihsel bir süreç gibi işlemektedir. Sanatın işlevselliği tam da burada kendini gösterir. Bağ kurma, doğal bir malzemenin ham madde olarak bireyin önüne gelmesi, doğru yönlendirmelerle sanat eserine dönüşmesi arasında geçen süre eğitimin kalbidir. Bu kalp ilgi ve üretim sürdükçe birçok yeni ve güzel şeyler için çarpacaktır. Çini sanatının geleneksel örüntülerinin yanı sıra modern hayata uyumu, sağlıklı ve dayanıklı malzemelerle çağlara aktarılabilme özelliği insanların ilgisini çekmeye devam edecektir.

Bitirme tezinizin Rüstem Paşa Cami  ve çiniler. Rüstem Paşa Camisini bu kadar değerli ve eşsiz kılan özellikler neler? 

Bitirme Tezimi, klasik sanat ve modern üslup arasında bir köprü oluşturacağını düşünerek Rüstem Paşa Cami çinileri olarak tercih ettim. Bu mekanda kullanılan çini desen kurgusundan yola çıkarak günümüz mimarisine önerileri içeren bir tez hazırladım. O sırada Sadrazam olan Rüstem Paşa, eşsiz çini örneklerinin yer alması için yeni çini atölyeleri kurdurtmuş ve dönemin önemli sanatçılarını toplamıştır. Burada sanatçıların seçtiği desenler ve ürettikleri karolar çağının en önemli eserleridir. Çalışma esnasında çağdaşı olan sanatçıların tekstil ürünlerinde kullanılan motifleri çinide de kullandıkları ortaya çıkmıştır. Birçok sanata ve uygulamaya etkisi olduğu bilinen Rüstem Paşa Cami çinilerinin halen günümüz sanatındaki etkisi bilinmektedir.
Çalışmalarımda sıklıkla göze çarpan etkinin Osmanlı sanatının zirvelerinden biri kabul edilen çalışmayla doğrudan bağlantısı vardır. Kimi zaman geleneksel çini motifi olarak kullanılan desenlerden yola çıkarak günümüze uyarladığım eserler oldukça ilgi çekmektedir. Desen kurgularının geliştirilebilir olması, sanatın yüceliğinin bir başka kanıtıdır diye düşünüyorum. Gelişmeye açıklık, kullanılabilir olma, sağlıklı, çağlara aktarılabilme özelliği yaşamın ne kadar da içinde olduğunu gösteriyor.


Gelecek hedefler neler? 

Geleneksel sanatları uluslararası platformda sergilemeye devam, yerelde otoritelerle işbirlikleri içerisinde yeni ve geliştirici etkinlikler planlamaktayım. Sanatın kişilerin bireysel yaşamlarındaki yerinin toplumsal bağları da kuvvetlendirdiğine örnek oluşturabilecek çalışmaları yaymayı hedefliyorum. Bilgi ve deneyimlerimi sanatın evrenselliğine yönelik etkinliklerle paylaşmaya dönük çalışmalarımı arttıracağım.


Yorumlar

Popüler Yayınlar

Dekorasyon Tavsiyeleri No:5 Duvarlara tablo yerine alternatifler - Tabaklar

SANATLA DOLU BİR YAŞAM : LALE BELKIS

About Augmented Reality Exhibition "Hamam"

Aslında Özgürsün

DÜNYA SANAT GÜNÜ İZMİR'19

OMM Açılıyor!

Başka Dünya