Tekfur Sarayı ve Çinileri





Restorasyonu tamamlandıktan sonra Bizans ve Osmanlı’ya dair etkileyici izler bulunan bir müzeye dönüşen Tekfur Sarayı sizi arkeolojik eserlerle dolu bir geziye davet ediyor.






Bizans İmparatorluğunun 12. Yüzyıldan itibaren kullandığı İstanbul’un fethi ile Osmanlı’nın eline geçen saray yapısı Bizans döneminden günümüze ayakta kalarak ulaşmış tek saray yapısıdır. Çini atölyesi olarak kullanılan saray, ürettiği çinileriyle tanınıyor ve tarihe “Tekfur Sarayı Çinileri“ olarak geçiyor. Oldukça ünlenen ve saray atölyelerinden çıkan bu çiniler, Sultan III. Ahmed Çeşmesi, Hekimoğlu Ali Paşa Camii gibi tarihî yapıları süslüyor. Günümüzde Louvre Müzesi’nde dahi sergilenen bazı yapılardan alınmış parçalar yine bu atölyelerden çıkıyor. Kısacası bu yapı için İstanbul’un en eski çini atölyesi diyebiliriz.

Son zamanlarda turizme kazandırılan kültürel miras alanlarının çok yönlü kullanımına, interaktif sergileme sistemleri kullanarak daha bilgilendirici ve keyifle öğreten bir deneyim mekanlarına dönüştüğünü gözlemliyoruz. Özellikle müze mağazalarında da müze içeriği ile örtüşen el yapım ürünlerin satışı da yerli ve özgün üretimi desteklemek adına değerli.





Tekfur Sarayı Ayvansaray’da Osmanlı ve Bizans günlük yaşamı, zanaat üretimleri adına örnekler sunarak ipuçları veren etkileşimli bir müze. Özellikle dokunmatik ekranlar ile etkileşimli yeni nesil bilgilendirme sistemleri kullanılarak sunulan tarihçe kesinlikle ziyaretçiyi daha keyifli bir deneyim ile buluşturuyor. Dokunmatik oyunlar, geniş projeksiyon sistemleri ile oluşturumuş izleyici etkileşimli desen küpleri vb. Sergileme teknikleri sahip çıkmamız, hatırlamamız gereken desenler hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.

Bizans Mimarisi’nin eşsiz tuğla dekorasyonunu görebileceğimiz güzel bir örneği olarak incelenebileceğimiz sarayın dış cephesindeki süslemeler oldukça etkileyici. Geçirdiği onlarca yağma, yıpranma gibi durumlara ragmen oldukça etkileyici bir şekilde izleyiciyi karşılıyor. Şişehane olarak da kullanılan tarihi yapı, şehirdeki en önemli cam üretim merkezlerinden biri olmasının yanı sıra mumhane, bakır barut gibi imalathaneler ile de ilişki kuruyor. Rivayetlere gore Topkapı Sarayı’nda en çok ziyaret edilen objelerden biri olan Kaşıkçı Elması’nın Tekfur Sarayı’nda bulunduğu söyleniyor.



Müze içerisinde bulunan İstanbul Kitapçısı’nın Tekfur Sarayı Müzesi için özel olarak, çini ve resim sanatçısı Gülen Kesova tarafından tasarlanan ve üretilen Cezerî Kasım Paşa Camii’ndeki Kâbe tasviri panosunun replikası, çeşitli boyutlarda çini tabak, karo plaket vb. çini ürünler ve Kültür AŞ yayınlarından “İstanbul’un 100 Çini ve Seramik Sanatçısı”, “İstanbul’un 100 Müzesi”, “İstanbul’un Renkli Hazineleri – Bizans Mozaiklerinden Osmanlı Çinilerine” gibi çeşitli eserlere ulaşabilirsiniz.  Müze bahçesinde aynı zamanda bir kafe bulunmakta ve tekerlekli sandalye kullanımına uygun bir dolaşım mevcut.  Sanat tarihçisi Tuncer Gül rehberliğinde gezdiğimiz müzede Gül; bir sanat tarihçisi olarak Kültür A.Ş yi yeni nesil sergileme sistemlerini kullanarak kültürü aktardığı için tebrik ettiklerini dile getiriyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Dekorasyon Tavsiyeleri No:5 Duvarlara tablo yerine alternatifler - Tabaklar

SANATLA DOLU BİR YAŞAM : LALE BELKIS

About Augmented Reality Exhibition "Hamam"

Aslında Özgürsün

DÜNYA SANAT GÜNÜ İZMİR'19

OMM Açılıyor!

Başka Dünya