Bu blog, benim için uzun yıllardır bir günlük, bir deney alanı, bazen de bir kaçış noktası oldu. Ta 2009 yılından beri bu satırlarda düşüncelerimi, deneyimlerimi ve hayata dair gözlemlerimi paylaşıyorum
Geçmişe dönüp eski yazılarımı okuduğumda, zaman zaman utandığım oluyor, itiraf etmeliyim. Özellikle heyecanla, imla kurallarına pek de dikkat etmeden hızlıca yazdığım gönderilerim var. Ama bu da insan olmanın ve zaman içinde gelişmeye gayret göstermenin bir parçası sanırım. Her birimiz, yaş aldıkça, deneyimlerimizle birlikte değişiyor ve olgunlaşıyoruz. Bu blog da benim bu kişisel gelişimimin bir nevi aynası gibi.
Başlangıçta bu platformu daha çok bir deney alanı olarak gördüm. Gezip gördüğüm yerleri, edindiğim deneyimleri, sanat ve tasarım dünyasına dair fikirlerimi özgürce paylaşabildiğim bir yerdi burası. Bazen dekorasyon önerileri verdim
Şimdi geriye dönüp baktığımda, bu blogun benim için ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlıyorum. Burada sadece yazılarımı değil, aynı zamanda kendimi de keşfettim. Hatalarımla, eksiklerimle, heyecanlarımla ve gelişimimle birlikte bu sayfalar benim için bir zaman kapsülü gibi.
Keşke daha çok vaktim olsa da, daha fazla deneyimimi ve düşüncemi sizlerle paylaşabilsem. Hayat koşturmacası içinde bazen bloga gereken özeni gösteremediğimin farkındayım. Ama içimdeki yazma ve paylaşma isteği hiç dinmiyor. Umarım önümüzdeki günlerde daha sık yeni yazılarla karşınızda olabilirim. Geçmişte yazdığım yüzlerce gönderi neredeyse 2 milyon okunmaya ulaşmak üzere. Teşekkür ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder